<18 MART CANAKKALE ZAFERİ İCİN MP3ler UR YOLCU Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın Bu toprak,bir devrin battığı yerdir. Eğil de kulak ver bu sessiz yığın Bir v a k l binin a y erdir. . arıburnu Bir Yolcuya
( Bu şiir Gelibolu yamaçlarında yazıldı.) Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın, Bu toprak, bir devrin battığı yerdir. Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın, Bir vatan kalbinin attığı yerdir.
Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda, Gördüğüm bu tümsek, Anadolu nda, İstiklal uğrunda, namus yolunda, Can veren Mehmed in yattığı yerdir.
Bu tümsek, koparken büyük zelzele, Son vatan parçası geçerken ele, Mehmed in düşmanı boğuldu sele, Mübarek kanını kattığı yerdir. Düşün ki, hasrolan kan, kemik, etin Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin, Bir harbin sonunda, bütün milletin, Hürriyet zevkini tattığı yerdir.
NECMETTİN HALİL ONAN ÇANAKKALE DESTANI Yıl 1915 18'indeyiz Martın. Kendine gel biraz! Pek tekin değildi Çanakkale'nin suyu, Geçilmez bu boğaz... Geçilmez bu boğaz... Bizi Ne topun yıldırır, Ne kurşunun. Çünkü artık Başladı cengimiz. Er meydanında bulunmaz dengimiz... Sen misin Mustafa Kemal'im ileri diyen? İşte fırladık siperden. Sırtına yüklenmiş kahraman Seyit 276 kiloluk mermiyi, Koşuyor bataryasına ateşler içinden. Bu mermi denizlere gömecek Elizabet'i Buvet'i... Yanıyor bugün Anafartalar yanıyor, Denizler yanıyor, Dağlar yanıyor. Zafer bizimdir artık Düşman zırhlıları batıyor... Türk'üm, Muzaffer olarak doğmuşuz bir kere. Bir karış toprak uğruna Kimimiz şehit oluruz. Kimimiz gazi. Hiç değişmez bu yazı. Dünyada her yer geçilir belki Lâkin geçilmez Çanakkale Boğazı..
Fahri ERSAVAŞ
Bülent Ecevit
Çanakkale
"Söyle Arkadaşım" dedi Anadolulu Mehmet yanıbaşındaki Anzak erine "nereden kopup gelmişsin, neden çökmüş bu mahsunluk üzerine?"
"DÜNYANIN ÖBÜR UCUNDAN" dedi gencecik Anzak "Öyle yazmışlar mezar taşıma. doğduğum yerler öylesine uzak, örtündüğüm topraksa gurbet bana." "Dert edinme arkadaşım"dedi Mehmet "değil mi ki bizlerle birleşti kaderin, değil mi ki yurdumuzun koynundasın ilelebet, sende artık bizdensin, sende bencileyin bir Mehmet"
Çanakkale'de toprağının üstü cennet altı mezar kavga bitmiş mezarlarda kaynaş olmuş yiten canlar.
"ya sen dedi Mehmet oyun çağındaki İngiliz erine, "yaşın ne senin kardeş böylesine erken buralarda işin ne?" "yaşım sonsuza dek onbeş" dedi ufak tefek İngiliz eri. "köyümde askercilik oynar coştururdum trampetimle bizimkileri derken kendimi cephede buldum oyun muydu, gerçek miydi anlamadan, bir sahici kurşunla vuruldum. Sustu boynumdaki trampet, son verildi böylece oyundan bozma işime Gelibolu'da bana da bir mezar kazıldı mezar taşıma "ON BEŞİNDE TRAMPETÇİ" yazıldı. Öyküm de künyem de bundan ibaret.
Yağmur yağıyordu usul usul toprağa gözyaşları düşerek üstüne sanki damla damla ağlıyordu uzaktan uzağa sahibini yitiren bir trampet.
"ya sizler" dedi Mehmet dünyanın dört kıtasından mezarlar dolusu erlere, "hangi rüzgar savurdu sizleri bu bilmediğiniz yerlere"
kimi İngilizdi, kimi İskoç kimi Fransızdı, kimi Senegalli kimi Hintli kimi Nepalli kimi Avustralya'dan kimi yeni Zelanda'dan Anzak gemiler dolusu asker her biri niye geldiğinden habersiz Gelibolu'nun oya gibi koylarından şizarak tırmanmışlardı dağa bayıra siper siper yara gibi yarılan toprak mezar olmuştu savaş ardından onlara. Kiminin BURADA YATTIĞI SANILIR Kiminin ADI BİLİNSE DE MEZARI BİLİNMEZ kiminin de mezar taşında on altı on yedi on sekiz yaşında EBEDİ İSTİRAHATE ÇEKİLDİĞİ yazılı. Çanakkale topraklarında, her birinin erken biten yaşam öyküsü eski yazıtlar gibi taşlara böyle kazılı. "Anlamaz mıyım" dedi "halinizden kardeşler" adına yazılı taşı bile olmayan asker Anadolulu Mehmet "ben de yüzyıllarca yaban ellerde neyin uğruna bilmeden can vermişim kendi yurdum uğruna can vermenin tadına ilk kez Çanakkale'de ermişim. Uğrunda can verdikçe vatandı ancak ekip biçtiğim padişah mülkü toprak değil mi ki sizler alamasanız bile bu topraklar almış sizi sizleri basmış bağrına sizlere de vatan sayılır artık Çanakkale.
Çanakkale'de toprağının üstü cennet altı mezar kavga bitmiş mezarlarda kaynaş olmuş yiten canlar.
Bir garip savaştı Çanakkale savaşı kızıştıkça kızgınlığı dindiren ara verildikçe ateşe düşmanı kardeşe döndüren bir savaştı. Kıyasıya bir savaştı ama saygı üreten bir savaş yaklaştıkça birbirine karşılıklı siperler gönüller de yakınlaştı düştükçe vuruşanlar toprağa dostlar gibi kaynaştı.
Savaş bitti. Ölenler kaldı sağlar gitti köylü köyune döndü evli evine kır çiçekleri geldiler akın akın çekilen askerlerin yerine yaban gülleri, dağ laleleri, papatyalar, kilim kilim yayıldılar toprağa. Siper siper toprağın savaş yaralarını örttüler koyunlar koruganları yuva yaptı kendine kuşlar döndü gökyüzüne kurşunların yerine. Çiçeğiyle yemişiyle yeşiliyle silah yerine saban tutan elleriyle geri aldı savaş alanlarını doğa can geldi toprağa silindikçe kan izleri. Yeryüzünde cennet oldu öylece o cehennem savaş yeri şimdi Çanakkale Gelibolu bahçe bahçe, ülke ülke mezar dolu.
Üstü cennet altı mezar Çanakkale toprağının kavga bitmiş mezarlarda kaynaş olmuş yiten canlar.
Huzur içinde uyusun vuruştukları toprakta kavgadan kinden uzakta yanyan dostça yatanlar.
* Şiirde büyük harflerle yazılmış sözler, Gelibolu yarımadasındaki İngiliz ve Anzak mezar taşlarından alınmıştır. İki Yolcu
Bu kalabalık senin düğününe Benimse cenazeme geliyor Bu davullar senin düğününe; Benimse cenazeme çalıyor.
Senin üzerine çiçek Benim üzerime toprak atacaklar Senin kınalı ellerinden Benimse tabutumdan tutacaklar
Seni türkülerle, beni ağıtlarla Uğurlayacaklar bizi iki yolcu gibi İkimizde giysisi beyaz olacak Nüfusa seni EVLİ beni ise ÖLÜ Yazacaklar. Soran Olursa
Seni tek başına gören olursa Dertliyim derman bulunmaz dersin Gözünden akan yaşı gören olursa Sevdiğim askerden gelmedi dersin
Başkasını seversin diyen olursa Ondan başkasını sevemem dersin Seni evlendirecekler diyen olursa Ömrümde başkasına yar olmam dersin
Ne zaman gelecek diye soran olursa Geldi kalbimde yaşıyor dersin Onun aşkı yalan diyen olursa Ettiğimiz yemin büyüktür dersin
"Askerler vurulunca değil unutulunca ölürler." Çanakkale Şehitlerine
Şu Boğaz Harbi Nedir? Var mı ki dünyada eşi? En kesif orduların yükleniyor dördü beşi, -Tepeden yol bularak geçmek için Marmara ya Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya, Ne hayasızca tahaşşüd ki ufuklar kapalı! Nerde-gösterdiği vahşetle bu: bir Avrupalı Dedirir-yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut kafesi! Eski Dünya, Yeni Dünya bütün akvam-ı beşer Kaynıyor kum gibi, Mahşer mi, hakikat mahşer. Yedi iklimi cihanın duruyor karşında, Osrtralya yla beraber bakıyorsun ; Kanada! Çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk. Sade bir hadise var ortada : Vahşetler denk. Kimi Hindu, kimi Yamyam, kimi bilmem ne bela... Hani tauna da zuldür bu rezil istila... Ah o yirminci asır yok mu, o mahluk-i asil, Ne kadar gözdesi mevcut ise hakkiyle sefil, Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına; Döktü karnındaki esrarı hayasızcasına, Maske yırtılmasa hala bize affetti o yüz ... Medeniyet denilen kahbe, hakikat yüzsüz. Sonra mel undaki tahribe müvekkel esbab, Öyle müthiş ki: Eder her biri bir mülkü harab. Öteden saikalar parçalıyor afakı; Beriden zelzeleler kaldırıyor a makı; Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin; Sönüyor göğsünün üstünde o aslan neferin. Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam, Atılan her lağımın yaktığı: Yüzlerce adam. Ölüm indirmede gökler, ölü püskürtme de yer O ne müthiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer... Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak, Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak. Saçıyor zırha bürünmüş de namerd eller, Yıldırım yaylımı tufanlar, alevden seller. Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere, Sürü halinde gezerken sayısız tayyare. Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler... Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler! Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından; Alınır kal a mı göğsündeki kat kat iman? Hangi kuvvet onu, başa, edecek kahrına ram? Çünkü te sis-i ilahi o metin istihkam. Sarılır, indirilir mevki -i müstahkemler, Beşerin azmini tevkif edemez sun -i beşer; Bir göğüslerse Huda nın edebi serhaddi; O benim sun -i bediim, onu çiğnetme dedi. Asım ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek: İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek. Şuheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar... O, rukü olmasa, dünyaya eğilmez başlar, Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor! Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker! Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer. Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor Tevhid i... Bedr in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi. Sana dar gelmeyecek makber i kimler kazsın? Gömelim gel seni tarihe desem, sığmazsın. Herc ü merc ettiğin edvara da yetmez o kitab... Seni ancak ebediyetler eder istiab. Bu, taşındır diyerek Ka be yi diksem başına; Ruhumun vayhini duysam da geçirsem taşına; Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namıyle; Kanayan lahdine çeksem bütün ecramıyle; Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan; Yedi kandilli Süreyya yı uzatsan oradan; Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına; Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına, Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem; Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem; Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana... Yine bir şey yapabildim diyemem hatırına. Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini, Şarkın en sevgili sultanını Salahaddin i, Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran... Sen ki, İslam ı kuşatmış, boğuyorken hüsran, O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın; Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın; Sen ki, a sara gömülsen taşacaksın... Heyhat, Sana gelmez bu ufukalar, seni almaz bu cihat... Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber, Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.
MEHMET AKİF ERSOY ŞEHİDİN BULDUKLARI
Karşımda herc-ü merc yığınlar Nelere gebe bilinmez yarınlar Bugün şen şakrak yarın üzüntülü Rahmet bu gaybın üstü örtülü
Dün dağlarda eşkıya peşinde Bugün kalmamış eser neşesinde
Binmiş dört inanmışın omzuna Cevap veriyor meleklerin sorusuna
Sorular ne olursa olsun korkmuyor Meleklerin yerine geçmiş o soruyor.
Siz Münker-Nekir ben ölmedim ki Ölüm denilen şey nedir ki sanki
Her şeyi görmek görünmemekse Bin defa ölürüm Allah ömür verse
Yusuf İNAN 5 NİSAN 1994 Yüreğimin Üç Rengi - Mehmet Şamil  adını vatan koydum ecdâd kokan toprağın gölgesinde gül açtım ay yıldızlı bayrağın dünya karanfil renkli, figân içinde vatan ağlıyor istikbâle kabrinde şehit yatan vatanım ah vatanım! can verdiğim yadigar hakikat rüzgarında filizlenen nevbahar beyabanmış, batakmış, sende renk bulur gönül susar mı hiç yurdundan ayrı düşen bir bülbül sulhu çiğneyen savaş gülde saklanan diken asırlar beşik olur tarihini yazarken afakını süsleyen zaferler sana şayan müdafâna koştuğum mekanın bir aşiyan
asırlardır sinende yaşadığım vatansın fetih türkülerinde güneşler şafaklansın
adın şehit yazıldı cennet isteyen nefer o kanlı bedenine kucak açıyor makber şebnem gibi dökülür bütün efsunu şavkın yürüyüşün sezilir huzuruna Rahman'ın şahadete susayan bir katre kanın olsam sana meftun, aşina dualarınla dolsam nur damlayan makamın gülistandan bir aguş sensiz renklenen günde hatıraların hamuş dillerdedir şayian, sana imrenir devran sana bir mısra için bin yıl gezer şairan hulleni dualarla nebi ipekten dokur yanağında gözyaşı, annen fatiha okur
şehit! sen övülmüşsün, kutlu şühedadansın ben nazmımla biçare, halime kimler yansın
adı istiklal olur hak yolunda milletin ufkunu çizer dünya ebedi hürriyetin özgürlüğe açılır bahar bekleyen yarın uğruna fedadır can bu mücerret diyarın yetiş mehmetçik yetiş, bağrın olsun şaduman müjdelerle saklıdır toprak, derya, asuman gerçek perdelenmesin son bir savaşa inat revnak olan barışla huzur bulur kainat ah istiklal! sancını taşıyor benim nazım istiap edemiyor seni nesir ve nazım bir gece şahadetle yıldızlanınca hilal bayrakta destanlaşır vatan, şehit, istiklal
tohum çiçeğe dönsün, çiçek tohumu ansın başımda dalga dalga bayrağım dalgalansın
MEHMET ŞÂMİL --~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~ "DKAB Ogretmenleri Mail Grubu" Mail gondermek icin: dkabplatformu@googlegroups.com Mail Grubu Ana Sayfa: http://groups.google.com/group/dkabplatformu Grubumuza gönderilen yazı, belge ve dökümanlardan gönderenler sorumludur. Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: dkabplatformu+unsubscribe@googlegroups.com "DKAB Ogretmenleri Mail Grubu" -~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
|
<0YORUM: